MEVLİD KANDİLİNİZ HAYIRLARA VESİLE OLSUN...
Mevlid Kandilimiz mübarek olsun,Allah dualarımızı kabul etsin,
Mevlid Gecesi ve gündüzünü şöylece ihya
etmeye çalışmalıyız:
- Tövbe etmek: Bu
mübarek gece kusur ve günahlarımızdan tövbe ve istiğfarda bulunmalıyız. En
azından bir tesbih "Estağfurullah" demeliyiz. Diğer kutlu zamanlar
gibi Mevlid gecesi de, özümüze dönerek gaflet içinde geçen günlerimizi
sorgulama, unutarak ve bilmeyerek işlediğimiz hatalara tövbe edip bağışlanma
dileme, kendimizi ve irademizi yenileme zamanıdır. Tövbe, işlediğimiz
hatalardan dolayı Yüce Mevla'nın huzurunda mahcubiyet ve pişmanlık duyma,
günahlara bir daha dönmemek üzere yüz çevirme, hayatımızda yeni ve tertemiz bir
sayfa açmaya karar verme demektir. Tövbe, günahla kirlenen ruhumuzu yıkamanın
ve yeniden dirilişin ifadesidir.
Salat ü selâm okumak: Peygamberimiz (S.A.V.)'e hiç olmazsa bir
tesbih salat ü selâm okumalıyız. Can ü gönülden, "Es-salatü ve's-selamü
aleyke ya Resûlallah" demeliyiz.
Kur'an-ı Kerîm okumak
veya dinlemek: Böyle mübarek bir gecede yapacağımız ibadetlerin en önemlisi
Kur'an-ı Kerim'i okumak, dinlemek ve anlamı üzerinde düşünmektir. Çünkü
Kur'an-ı Kerîm Cenâb-ı Hakk'ın insanlığa son mesajıdır. O'nun iyi anlaşılması
ve uygulanması halinde insanlık mutlu olacaktır. On dört asırdan beri okunan
Kur'an, insanı dinamizme çağıran, aklın ve gönlün şifa kaynağı, ilim ve irfan menbaıdır.
O, anlaşılmak ve insanlığa rehber olmak için gönderilmiştir. Bu itibarla sadece
okumayı öğrenmekle ve okumakla yetinilmeyip içeriğinin de bilinmesi, Kur'an'ın
ne anlattığının kavranılması, hatta onun kendi hayatımıza da yansıtılması
gerekir.
- Hz. Peygamber
(S.A.V.) Efendimizin hayatını ve ahlakını okuyup iyice anlamak. Mevlid Gecesini
idrak edip ihya ederken bir de şu hususu iyice tefekkür etmemiz gerekir. Mevlid
Gecesi neden mübarek, büyük bir gece oldu? Evet neden? Çünkü Hz. Peygamber
(S.A.V.) Efendimiz bu gece dünyayı şereflendirdi de ondan… O halde bu mübarek
gecede Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimiz ile olan ilgi ve alâkamızı,
münasebetimizi iyice gözden geçirmemiz gerekiyor. Hz. Peygamber (S.A.V.)
Efendimizin sünnetin şahsi hayatımıza, iş hayatımıza ve ev hayatımıza
uygulayabiliyor muyuz?
- ALLAHü Teâlâ'ya tam
bir huşu içinde dua ve niyazda bulunmalıyız. Çünkü dua, rahmet kapılarının
anahtarı, kulluğun ruhu ve ibadetin özüdür. Yalnızlaşan insanın sınırsız ve
sonsuz kudret sahibi olan ALLAH'ın azameti karşısında aczini kabullenmesi, O'na
sığınması ve O'na yakarması, ne isteyecekse O'ndan istemesidir. İnsanın
yaratıcısına yaklaştığı en vasıtasız andır. Dua, sınırlı, sonlu ve aciz varlık
olan insanın, sınırsız ve sonsuz kudret sahibi Rabbi ile kurduğu bir köprüdür,
Mevlid-i Mutlak'ı imdada çağırmasıdır. Dua, kulluk esprisi içinde ve sıradan
isteme anlamlarının ötesinde, ALLAH Teâlâ'nın Rablık ve ilahlık hakikatine en
köklü bir sığınma hadisesidir.
- Namaz kılmak: Mevlid
Gecesi ve gündüzündeki namazları cemaatle kılmaya son derece gayret göstermelidir.
Kaza namazı bulunan kimseler, bu namazlarını kaza etmeye çalışmalıdırlar.
Üzerinde namaz borcu olan kimsenin bu gecede hiç olmazsa bir günlük namaz kaza
etmesi uygun olur. Böylece hem borcunu öder hem de geceyi ihya etmiş olur.
Tekellüf yani zorakilik-bitkinlikten kaçınılmak sûretiyle nafile namaz da
kılınmalıdır. Mevlid Gecesi namazının muayyen bir şekli yoktur. Mümkünse,
kandil gecesi olması sebebiyle tesbih namazı kılınır. Secde ayetleri okunup,
secdeler yapılır. Dua edilir.
- Mevlid Gecesi gündüzünde
mezarlar, bizden dua bekleyen yakınlarımızın kabirleri ziyaret edilmeli.
Ruhlarına Kur'an-ı Kerim okumalı, dua etmeli, onlar için de ALLAH Teâlâ'dan afv
ü mağfiret dilemeli, böylelikle ruhları şad edilmelidir. Ayrıca Peygamberimiz
(S.A.V.)in, ashabın, tabiinin, diğer büyüklerimizin, akrabalarımızın özellikle
analarımızın, babalarımızın... Kısacası bütün Müslümanların ruhlarına Kur'an-ı
Kerim okunmalıdır.
- Mevlid Gecesi ve
gündüzünde fakir fukarayı, yetim ve kimsesizleri görüp gözetmek, ihtiyaç içerisinde
kıvranan din kardeşlerimizin yardımlarına koşmak, onlara imkanlar ölçüsünce
tasaddukta bulunmak mutlaka yapmamız lâzım gelen bir husustur. Çünkü Cenab-ı
Hak:"ALLAH Teâlâ sana ihsan ettiği gibi sen de başkalarına ihsan et."
(Kasas Sûresi: 77) buyurmaktadır. Ebu'd-Derda (R.A.)den rivayete göre Hz.
Peygamber (S.A.V.) Efendimiz: "Fakirleri kollayıp gözetiniz. Çünkü siz
aranızdaki fakirler sayesinde (onların duası bereketi ile) rızıklandırılıyor ve
ALLAH Teâlâ'dan yardım görüyorsunuz," (Ebû Davud, Cihad: 70, Tirmizi,
Cihad: 24, Nesei, Cihad: 43, A.b.Hanbel, 5/198) buyurdu.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız için teşekkür ederim,
Onaylandıktan sonra yayınlanacaktır.